Bunlar pek iyi şeyler değiller. Daha iyisini yapmalıyız, ne dersin? Büyü
yapsak, fena olmaz sanki? Büyü bize döner üstadım. Eyvallah yavrum.
Sokaklara çıksak… Aşk serbest kalsa aşıklardan, çocuklar okullardan, erkekler mecburi görevlerinden, insanlar yapı bloklarından özgür kalsa? Yasaları çiğnesek, kötü mü olur dersin? Duvarların içine döneriz üstadım. Haklısın yavrum. Haksızlar üstadım. Boşver yavrum.
İnanalım mı üstadım?
Sen ne diyorsun yavrum.
Hoooop, beynimiz bir laterna. Çal bakalım. Üstadım cazdan arabeske aniden teyteye oradan post-rock’a… Maşallahınız var.
Dünya zor, hayat değil.
Bak şimdi üstadım. Kalbe pek inandınız. Saçmanın doğurganlığına da kalbinizi verdiniz. Aklınızı altı yaşındayken devlete emanet ettiniz. Sonra gören olmadı. Ama üstadım siz hâlâ inanıyorsunuz. Ölüleri seviyorsunuz be üstadım… Dur bakalım, dirilere de aşık oluyorum vesselam. Yaşadığı çağda diyorum, bakkala girip siyah poşete bira koyduğu çağda diyorum, çerçeveyi ters çevirip namaz kıldığı çağda… Aylık akbil aldığı, yetersiz bakiye sonrası akbili olan var mı dediği çağda bilinmeli şairin değeri.
Bana bak. Diyorum ki ağaçlara şiirler asalım. Yollara, duraklara, kapı zillerine, emlakçı vitrinlerine… Sokaktan gelen şiiri sokaklara bırakalım. Yaşayan şairlerin isimlerini yaşarken analım. Dünya bizden bıkana kadar, yerçekimini yettttteeeeeer laaaan diyerek ayaklarımızdan bırakana kadar insanları şiire maruz bırakalım.
Kalp denen bir şey var ya… Onun her şeyi değiştireceğine olan sonsuz ve bahtsız inancımla selamlıyorum sizi.
Üstadım… Eylemleri takip et. Zira seni kovalıyor olacaklar.
Eylemlere birkaç örnekyazayım. Ama kendileri Kadıköy'de gerçekleşecek olan toplantılar ve twitter'da @siirheryerde hesabına gönderdiğiniz saçmalıklardan oluşacaktır.
Eylem örnekleri:
Kraft kağıtları alınır. Üstlerine alıntılar yazılır. Bir ağaca iplerle asılır.
Emlakçı bir arkadaştan gelen öneriydi şimdi yazacağım. Benim en sevdiklerimden... Kiralık ve satılık yazıları indirilir. Camlara okumalık adı altında şiirler asılır :)
Sokağınız izin verdiği sürece iki bina arasında ip geren insanlar, bu iplerin üstüne alıntı asmayı da akıl eder.
Duraklarda, oralarda buralarda bir kart üstüne alıntı şiirler yazın. Altına da bir not daha düşün "bacım sen de yaz bir alıntı ve onu git Rıhtım durağına bırak" gibi.
Kağıt paraların üstüne tek dize yazın. :(
Şimdi söyleyeceğim merkez oku eylemidir. Perşembe geceleri:) bildireceğim şair ve şiirini belirlenmiş olan bir saatte sokaklarda, iş yerlerinde... Neredeyseniz orada amcanızın oğlu, bakkalın kızı, şirket CEO'su, bohem dostunuz ile okuyun. Videoya çekerseniz, yayınlarız, beğenir, facebookta vs paylaşırız.
Bahşiş bırakırken, bankadan ayrılırken, marketten çıkarken... Orada çalışanlara o gün yanınıza aldığınız alıntılı kâğıtlardan bırakın. Ama insanlara karanlık geceden bahsetmeyin, ne güneşli gün de demeyin. Bir dengeniz olsun. Ne intihara sürükleyin ne de boşa çiçek açtırın. Ya da siz bilirsiniz...
Beni falan arayıp aniden, telefonda şiir okuyun.
Barlara gidin. Bir hafta içeceklere yiyeceklere şair veya şiir ismi versinler. (Cemal Süreya-Rakı, Ah Muhsin Ünlü- Çay gibi gibi...)
Günlük konuşmalarınızda aniden şiir okuyun. Mağazaya girin:
- Abi bir..."Sevinçli şapkalara, tüylü kumaşlara, bir adamın son evine bir çalgıdır bıraktığımız. Sonuç. Ey- ey siz, bütün gemilerin kocaman kaptanları. Sonuç. ey en güzel ölügemici. Sinemalar, defterler, yollar doldu bizimle" Turgut Uyar. (Muhtemelen bir şey alamadan çıkın.)
Şiiri İbrahim Sadri'den, şairi powerpointlerden kurtarın.
Ikea kataloglarının, büfedeki gazetelerin arasına şiirler, dizeler bırakın.
Arabaların sileceklerine ceza kâğıdı gibi şiirler bırakın. Ceza değilse bizdendir, cezaysa zaten hiç bizim olmamıştır. Kendi hâline bırakın.
Beyaz beyaz gömlekler giyin. Beş kişi on kişi tren olun :) Birbirinizin sırtına paylaşa paylaşa bölüşe bölüşe kardeş kardeş bir şiiri yazın. :)
Elinize şiirler alın. Yoğun olan bir sokakta yürürken tek tek okuyun. Ya da toplu okuyun. Aslında bence toplu okumayın. Her neyse... Okuyun, güzel olur.
Bu eylemlerle ilgili yapacağınız her şeyi 1 eylül tarihiyle yayınlamaya başlayacağım. Bunun dışında "tekrar ediyorum" :) Kadıköy'de sokak çaycılarında buluşup şiirden bizi kurtarmasını teklif ediyorum.
Birkaç isim önereceğim şimdilik. Sonra her hafta yeni yeni isimler, şiirler, şiir eylemleri ekleyeceğim buraya.
Birhan Keskin, Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar, Füruğ Ferruhzad, Ahmet Erhan, Gülten Akın, Hakan Savlı, Cemal Süreya, Ah Muhsin Ünlü, Akgün Akova, Murat Menteş, Osman Konuk, İsmet Özel, Orhan Alkaya, Gülseli İnal, Haydar Ergülen, Lale Müldür, Ergin Günçe, Attilâ İlhan, Hilmi Yavuz, Cevat Çapan, Gültekin Emre, Enis Batur, Hulki Aktunç, Şükrü Erbaş, Sefa Kaplan, Didem Madak, Melih Cevdet Anday, Küçük İskender, Arkadaş Z. Özger, Asaf Halet Çelebi, İlhan Berk, Onur Akyıl, Kerim Akbaş, Tozan Alkan, Deniz Durukan, Reha Yünlüel...
(Elbette şairleri sürekli yenileyeceğim. Dünyanın bilinmeyen şiirlerini diyorum, bütün bilinmeyen şiirlerini getireceğiz size...)
Öperim.
(Buraya Eylül 2013 ile birlikte bu eylemlerin çeşitli videoları, fotoğrafları eklenecektir.)
Eylem etkinlikleri için yeni bir site oluşana kadar buraya bakın. Fotoğraflara da bakmak için
https://twitter.com/sinemsal bakın. Bakmazsanız da yapın :)
Bu da facebook sayfası: https://www.facebook.com/pages/%C5%9Eiirheryerde/176229002562033
Sinem Sal
Sokaklara çıksak… Aşk serbest kalsa aşıklardan, çocuklar okullardan, erkekler mecburi görevlerinden, insanlar yapı bloklarından özgür kalsa? Yasaları çiğnesek, kötü mü olur dersin? Duvarların içine döneriz üstadım. Haklısın yavrum. Haksızlar üstadım. Boşver yavrum.
İnanalım mı üstadım?
Sen ne diyorsun yavrum.
Hoooop, beynimiz bir laterna. Çal bakalım. Üstadım cazdan arabeske aniden teyteye oradan post-rock’a… Maşallahınız var.
Dünya zor, hayat değil.
Bak şimdi üstadım. Kalbe pek inandınız. Saçmanın doğurganlığına da kalbinizi verdiniz. Aklınızı altı yaşındayken devlete emanet ettiniz. Sonra gören olmadı. Ama üstadım siz hâlâ inanıyorsunuz. Ölüleri seviyorsunuz be üstadım… Dur bakalım, dirilere de aşık oluyorum vesselam. Yaşadığı çağda diyorum, bakkala girip siyah poşete bira koyduğu çağda diyorum, çerçeveyi ters çevirip namaz kıldığı çağda… Aylık akbil aldığı, yetersiz bakiye sonrası akbili olan var mı dediği çağda bilinmeli şairin değeri.
Bana bak. Diyorum ki ağaçlara şiirler asalım. Yollara, duraklara, kapı zillerine, emlakçı vitrinlerine… Sokaktan gelen şiiri sokaklara bırakalım. Yaşayan şairlerin isimlerini yaşarken analım. Dünya bizden bıkana kadar, yerçekimini yettttteeeeeer laaaan diyerek ayaklarımızdan bırakana kadar insanları şiire maruz bırakalım.
Kalp denen bir şey var ya… Onun her şeyi değiştireceğine olan sonsuz ve bahtsız inancımla selamlıyorum sizi.
Üstadım… Eylemleri takip et. Zira seni kovalıyor olacaklar.
Eylemlere birkaç örnekyazayım. Ama kendileri Kadıköy'de gerçekleşecek olan toplantılar ve twitter'da @siirheryerde hesabına gönderdiğiniz saçmalıklardan oluşacaktır.
Eylem örnekleri:
Kraft kağıtları alınır. Üstlerine alıntılar yazılır. Bir ağaca iplerle asılır.
Emlakçı bir arkadaştan gelen öneriydi şimdi yazacağım. Benim en sevdiklerimden... Kiralık ve satılık yazıları indirilir. Camlara okumalık adı altında şiirler asılır :)
Sokağınız izin verdiği sürece iki bina arasında ip geren insanlar, bu iplerin üstüne alıntı asmayı da akıl eder.
Duraklarda, oralarda buralarda bir kart üstüne alıntı şiirler yazın. Altına da bir not daha düşün "bacım sen de yaz bir alıntı ve onu git Rıhtım durağına bırak" gibi.
Kağıt paraların üstüne tek dize yazın. :(
Şimdi söyleyeceğim merkez oku eylemidir. Perşembe geceleri:) bildireceğim şair ve şiirini belirlenmiş olan bir saatte sokaklarda, iş yerlerinde... Neredeyseniz orada amcanızın oğlu, bakkalın kızı, şirket CEO'su, bohem dostunuz ile okuyun. Videoya çekerseniz, yayınlarız, beğenir, facebookta vs paylaşırız.
Bahşiş bırakırken, bankadan ayrılırken, marketten çıkarken... Orada çalışanlara o gün yanınıza aldığınız alıntılı kâğıtlardan bırakın. Ama insanlara karanlık geceden bahsetmeyin, ne güneşli gün de demeyin. Bir dengeniz olsun. Ne intihara sürükleyin ne de boşa çiçek açtırın. Ya da siz bilirsiniz...
Beni falan arayıp aniden, telefonda şiir okuyun.
Barlara gidin. Bir hafta içeceklere yiyeceklere şair veya şiir ismi versinler. (Cemal Süreya-Rakı, Ah Muhsin Ünlü- Çay gibi gibi...)
Günlük konuşmalarınızda aniden şiir okuyun. Mağazaya girin:
- Abi bir..."Sevinçli şapkalara, tüylü kumaşlara, bir adamın son evine bir çalgıdır bıraktığımız. Sonuç. Ey- ey siz, bütün gemilerin kocaman kaptanları. Sonuç. ey en güzel ölügemici. Sinemalar, defterler, yollar doldu bizimle" Turgut Uyar. (Muhtemelen bir şey alamadan çıkın.)
Şiiri İbrahim Sadri'den, şairi powerpointlerden kurtarın.
Ikea kataloglarının, büfedeki gazetelerin arasına şiirler, dizeler bırakın.
Arabaların sileceklerine ceza kâğıdı gibi şiirler bırakın. Ceza değilse bizdendir, cezaysa zaten hiç bizim olmamıştır. Kendi hâline bırakın.
Beyaz beyaz gömlekler giyin. Beş kişi on kişi tren olun :) Birbirinizin sırtına paylaşa paylaşa bölüşe bölüşe kardeş kardeş bir şiiri yazın. :)
Elinize şiirler alın. Yoğun olan bir sokakta yürürken tek tek okuyun. Ya da toplu okuyun. Aslında bence toplu okumayın. Her neyse... Okuyun, güzel olur.
Bu eylemlerle ilgili yapacağınız her şeyi 1 eylül tarihiyle yayınlamaya başlayacağım. Bunun dışında "tekrar ediyorum" :) Kadıköy'de sokak çaycılarında buluşup şiirden bizi kurtarmasını teklif ediyorum.
Birkaç isim önereceğim şimdilik. Sonra her hafta yeni yeni isimler, şiirler, şiir eylemleri ekleyeceğim buraya.
Birhan Keskin, Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar, Füruğ Ferruhzad, Ahmet Erhan, Gülten Akın, Hakan Savlı, Cemal Süreya, Ah Muhsin Ünlü, Akgün Akova, Murat Menteş, Osman Konuk, İsmet Özel, Orhan Alkaya, Gülseli İnal, Haydar Ergülen, Lale Müldür, Ergin Günçe, Attilâ İlhan, Hilmi Yavuz, Cevat Çapan, Gültekin Emre, Enis Batur, Hulki Aktunç, Şükrü Erbaş, Sefa Kaplan, Didem Madak, Melih Cevdet Anday, Küçük İskender, Arkadaş Z. Özger, Asaf Halet Çelebi, İlhan Berk, Onur Akyıl, Kerim Akbaş, Tozan Alkan, Deniz Durukan, Reha Yünlüel...
(Elbette şairleri sürekli yenileyeceğim. Dünyanın bilinmeyen şiirlerini diyorum, bütün bilinmeyen şiirlerini getireceğiz size...)
Öperim.
(Buraya Eylül 2013 ile birlikte bu eylemlerin çeşitli videoları, fotoğrafları eklenecektir.)
Eylem etkinlikleri için yeni bir site oluşana kadar buraya bakın. Fotoğraflara da bakmak için
https://twitter.com/sinemsal bakın. Bakmazsanız da yapın :)
Bu da facebook sayfası: https://www.facebook.com/pages/%C5%9Eiirheryerde/176229002562033
Sinem Sal
